boşanmak
Türkçe
değiştirKöken
değiştirSöyleniş
değiştirEylem
değiştirboşanmak (üçüncü tekil şahıs geniş zaman çekimi boşanır)
- baskı altında gergin duran bir şey, birden ve hızla kurtulmak
- Vecihe, fazla kurulmuş bir zemberek şiddetiyle boşandı. — R. N. Güntekin
- bol bol akmak
- Bir zamandır kendimi tutamıyorum, gözyaşlarım birden boşanıyor. — E. E. Talu
- dertlerini, yakınmalarını anlatmak
- hayvan, başlığından, koşum takımından veya bağından kurtulmak
- kapalı bir yerde bulunan insanlar birden dışarı çıkmak
- Yoksa tımarhane mi boşanmıştı? — Ö. Seyfettin
- kurtulmak, sıyrılmak
- Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak
Boşanır sırtlara, vâdîlere, sağnak sağnak. — M. Â. Ersoy - Sabırsız ellerle acele acele üst başından boşandı ve çıplak olarak denize atladı. — Halikarnas Balıkçısı
- Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak
- (hukuk) karı ve koca mahkeme kararı ile birbirinden ayrılmak
- Ne oldu da kocasından boşandı, sen anladın mı? — M. Ş. Esendal
Çekimleme
değiştirboşanmak eyleminin çekimi
Zıt anlamlılar
değiştirDeyimler
değiştir- (birden ve hızla kurtulmak): zembereği boşanmak, zincirden boşanmak
Türetilmiş kavramlar
değiştirÇeviriler
değiştirboşanmak
Kaynakça
değiştir- Türk Dil Kurumuna göre "boşanmak" maddesi
Eski Türkçe
değiştirBu sözcüğün, biçim ve içerik olarak Vikisözlük standartlarına ulaşması için elden geçirilmesi gerekmektedir.
Madde düzenleme ve Vikisözlük standartları ile ilgili bilgi
Bu sözcükte ayrıca şu sorunlar da bulunmaktadır:
- Bu söz(cük), ait olduğu dilin kullandığı Eski Türkçe alfabesinde yazılmamıştır.