hâl
TürkçeDeğiştir
KökenDeğiştir
- Osmanlı Türkçesi حال (hâl), o da Arapça حَال (ḥāl) sözcüğünden gelmektedir.
SöylenişDeğiştir
AdDeğiştir
hâl (belirtme hâli hâli, çoğulu hâller)
- bir şeyin içinde bulunduğu şartların veya taşıdığı niteliklerin bütünü
- Herkes hâline göre bir hediye verdi. — H. R. Gürpınar
- dert, kötü durum, sıkıntı
- Zavallının başına ne hâller geldi.
- güç, kuvvet, takat
- Şimdi gezmeye çıkacak hâlim yok.
- tavır tutum
- Bambaşka bir hâliniz vardır sizin. Merhametli bir insan olduğunuz bellidir. — O. Rifat
- (dil bilgisi) durum
- (dil bilgisi) şimdiki zaman, içinde yaşanılan zaman
- Hâl dediğimiz şey yarından sonra mâzì olacaktır. — Y. K. Beyatlı
- (') içinde yaşanılan anda sahip olunan şartlar
ÇekimlemeDeğiştir
hâl adının çekimi
Eş anlamlılarDeğiştir
Alt kavramlarDeğiştir
bir şeyin içinde bulunduğu şartların veya taşıdığı niteliklerin bütünü
dil bilgisi
DeyimlerDeğiştir
bir şeyin içinde bulunduğu şartların veya taşıdığı niteliklerin bütünü
Kelime birliktelikleriDeğiştir
bir şeyin içinde bulunduğu şartların veya taşıdığı niteliklerin bütünü
Türetilmiş kavramlarDeğiştir
bir şeyin içinde bulunduğu şartların veya taşıdığı niteliklerin bütünü
ÇevirilerDeğiştir
bir şeyin içinde bulunduğu şartların veya taşıdığı niteliklerin bütünü
|
KaynakçaDeğiştir
- Türk Dil Kurumuna göre "hâl" maddesi