Türkçe

değiştir
Osmanlı Türkçesi حیات‎ sözcüğünden devralındı, Arapça حَيَاة(ḥayāh).

Söyleniş

değiştir

hayat (belirtme hâli hayatı, çoğulu hayatlar)

  1. bir kimsenin tarihî biyografisi, hayat hikâyesi
    Atatürk'ün hayatı.
  2. canlılığı gösteren hareket, kaynaşma
    Bu köyde hiç hayat yok.
  3. geçim şartlarının bütünü
    Hayatımı yazılarımla kazanırım. — H. E. Adıvar
  4. hayat şekli, içinde yaşanılan şartların bütünü
    Gece hayatı. Köy hayatı.
  5. yaşamayı sağlayan şartların bütünü
    Ay'da hayat yok.
  6. (din) kader
    Hayat onları bir türlü birleştirmedi.
  7. (fizyoloji) canlı, sağ olma hâli
  8. (fizyoloji) doğumla ölüm arasında yaşanan süre
    Hayat sahnesinde yetmiş üç yaşın basamaklarındayım. — H. F. Ozansoy
  9. (meslekler) meslek
    Uzun dualardan sonra bana denizcilik hayatını anlatmaya başladı. — R. N. Güntekin
  10. (halk ağzı) ekseriye köy ve kasaba evlerinde, üstü kapalı, bir veya birkaç yanı açık sofa
  11. (mimarlık, halk ağzı) avlu
  12. (mimarlık, halk ağzı) balkon
  13. (mimarlık, halk ağzı) sundurma

Çekimleme

değiştir

Eş anlamlılar

değiştir

Alt kavramlar

değiştir

Deyimler

değiştir

Kelime birliktelikleri

değiştir

Türetilmiş kavramlar

değiştir

Çeviriler

değiştir

Kaynakça

değiştir

Ek okumalar

değiştir

Anagramlar

değiştir

Gagavuzca

değiştir
Arapça حَيَاة(ḥayāh).

Söyleniş

değiştir
  • Heceleme: ha‧yat

hayat

  1. (fizyoloji) hayat