hayat
TürkçeDüzenle
SöylenişDüzenle
KökenDüzenle
Osmanlı Türkçesi حیات sözcüğünden devralındı, Arapça حَيَاة (ḥayāh) sözcüğünden.
AdDüzenle
hayat (belirtme hâli hayatı, çoğulu hayatlar)
hayat hakkında Türkçe Vikipedi'de ansiklopedik bilgi bulabilirsiniz.
- canlı, sağ olma durumu
- yaşam
- Hayat sahnesinde yetmiş üç yaşın basamaklarındayım. - Halit Fahri Ozansoy
- hayat biçimi, içinde yaşanılan şartların bütünü, yaşantı:
- Köy hayatı. Gece hayatı.
- bir kişinin tarihî biyografisi, hayat hikâyesi
- Atatürk'ün hayatı.
- canlılığı gösteren hareket, kaynaşma
- Bu köyde hiç hayat yok.
- geçim şartlarının bütünü
- Hayatımı yazılarımla kazanırım. - H. E. Adıvar
- hayat şekli, içinde yaşanılan şartların bütünü
- Gece hayatı. Köy hayatı.
- yaşamayı sağlayan şartların bütünü
- Ayda hayat yok.
- (din) kader
- Hayat onları bir türlü birleştirmedi.
- (fizyoloji) canlı, sağ olma hâli
- (fizyoloji) doğumla ölüm arasında yaşanan süre
- Hayat sahnesinde yetmiş üç yaşın basamaklarındayım. - H. F. Ozansoy
- (meslekler) meslek
- Uzun dualardan sonra bana denizcilik hayatını anlatmaya başladı. - R. N. Güntekin
- (halk ağzı) ekseriye köy ve kasaba evlerinde, üstü kapalı, bir veya birkaç yanı açık sofa
- (mimarlık, halk ağzı) avlu
- (mimarlık, halk ağzı) balkon
- (mimarlık, halk ağzı) sundurma
ÇekimlemeDüzenle
hayat adının çekimi
DeyimlerDüzenle
Türetilmiş kavramlarDüzenle
- abıhayat, hayatça, hayatçı, hayatçık, hayatken, hayatla, hayatlı, hayatsa, hayatsız, kaydıhayat, ömrühayat
ÇevirilerDüzenle
hayat
|
KaynakçaDüzenle
- Türk Dil Kurumuna göre "hayat" maddesi
GagavuzcaDüzenle
SöylenişDüzenle
- Heceleme: ha‧yat
KökenDüzenle
AdDüzenle
hayat
- (fizyoloji) hayat