saklamak
TürkçeDeğiştir
EylemDeğiştir
saklamak (üçüncü tekil şahıs geniş zaman çekimi saklar) -r
- elinde bulundurmak, tutmak
- Sarayın sükûnu bir kederli muammayı saklar gibi ağırdı. - İ. A. Gövsa
- kaybolmaması için gizli bir yere koymak
- Paralarını kasada saklıyor.
- görünmesine engel olmak, ortalıkta bulundurmamak
- bozulmadan doğal durumları ile durmasını sağlamak, korumak, muhafaza etmek
- Eti buzdolabında saklamak. Peyniri tuzlu suda saklamak.
- gizli tutmak, duyurmamak
- Batı, o büyük kaynaktan sık sık faydalanır ama iktibaslarını titizce saklar. - C. Meriç
- birine vermek için ayırmak
- Bu kitabı size sakladım.
- korumak, esirgemek
- Allah saklasın.
ÇekimlemeDeğiştir
saklamak eyleminin çekimi
ÇevirilerDeğiştir
çeviriler
|
KaynakçaDeğiştir
- Türk Dil Kurumuna göre "saklamak" maddesi
TürkmenceDeğiştir
EylemDeğiştir
saklamak
- saklamak, korumak, muhafaza etmek
- gizlemek
KaynakçaDeğiştir
- Atacanov, Ata (1922). Türkmendolu Yir Sözlüğü.
ÖzbekçeDeğiştir
EylemDeğiştir
saklamak
- saklamak