Türkçe

değiştir

açılmak (üçüncü tekil şahıs geniş zaman çekimi açılır)

  1. kapı, yol vb. geçit vermek (-e)
    Yol açılmış, biriken vasıtalar sel hâlinde akmaya başlamıştı. - H. Taner
  2. (mecaz) kendine gelmek, biraz iyileşmek, ferahlamak
    Ateşi düşünce hasta açıldı.
  3. açma işine konu olmak
    Kasabada bir çırçır fabrikası açılmış. - Ahmet Ümit
  4. renk koyuluğunu yitirmek
    Perdenin rengi açıldı.
  5. sıkılması, çekinmesi, tutukluğu kalmamak
  6. kuruluşlar ilk kez veya yeniden işe başlamak
  7. işini gereğinden veya yapabileceğinden geniş tutmak
  8. genişlemek, bollaşmak
    Ayakkabısı açıldı.
  9. delinmek, yırtılmak
    Pantolonun dizleri açıldı.
  10. sis, karanlık, duman vb. dağılmak, yoğunluğunu yitirmek
    Belki hava açılıyor. - Refik Halit Karay
  11. gereken güce ulaşmak
    Araç uzun yolda açıldı, hızı arttı.
  12. kıyıdan uzaklaşmak
    Ben yüzerken biraz fazla açıldım, kendimi Vardar'ın kuvvetli bir akıntısına kaptırdım. - Yahya Kemal Beyatlı
  13. (mecaz) sırrını, üzüntüsünü, sorunlarını birine söylemek
    Hiç kimseye açılmayarak yaşadığım bu altı ay beni bitirdi. - Peyami Safa
  14. (mecaz) herhangi bir konuyla veya sorunla ilgili olarak düşünce ve uygulamalarda yeni koşulların gerektirdiği değişiklikleri veya yenilikleri yapma
  15. (mecaz) yeni bakış açısı getirmek
  16. (mecaz) ayrıntıya girmek

Deyimler

değiştir

Çeviriler

değiştir

Kaynakça

değiştir

Dış Bağlantılar

değiştir

Eski Türkçe

değiştir
Düzenleme yapıldıktan sonra bu not silinmelidir.
  1. açılmak