Türkçe

düzenle

Söyleniş

düzenle

man (belirtme hâli manı, çoğulu manlar)

  1. eski bir ağırlık ölçüsü

Kaynakça

düzenle
  • Parseğ Tuğlacıyan, Okyanus Ansiklopedik Sözlük

Anagramlar

düzenle

Afrikaanca

düzenle

Söyleniş

düzenle
  • Heceleme: man

man

  1. (primatlar) adam, erkek, er

Çağatayca

düzenle

Söyleniş

düzenle
  • Heceleme: man
  1. iri, koca başlı, şaşkın, hayran adam, ahmak

Felemenkçe

düzenle

Söyleniş

düzenle
  • Heceleme: man

man

  1. (aile) koca ()
  2. (primatlar) adam, erkek, er

Friuli dili

düzenle

Söyleniş

düzenle
  • Heceleme: man

man

  1. (anatomi) el

Söyleniş

düzenle
  • Heceleme: man

man

  1. (primatlar) adam, erkek; er

Galiçyaca

düzenle

Söyleniş

düzenle
  • Heceleme: man

man

  1. (anatomi) el

İngilizce

düzenle

Söyleniş

düzenle
  • (BK ağzı) IPA(anahtar): /mæn/
  • (ABD ağzı) IPA(anahtar): /mæn/, [mɛən], /[meən]/ geçersiz IPA karakterleri ([])[[Kategori:Geçersiz IPA karakterli IPA okunuşları|]]]
  • (Jamaika ağzı) IPA(anahtar): [mɑn]/ geçersiz IPA karakterleri ([]/)[[Kategori:Geçersiz IPA karakterli IPA okunuşları|]]]
  • (Yeni Zelanda ağzı) IPA(anahtar): [mɛn]/ geçersiz IPA karakterleri ([]/)[[Kategori:Geçersiz IPA karakterli IPA okunuşları|]]]
  • (dosya)
  • Heceleme: man

man (çoğulu man veya men)

  1. belli bir yere, sınıfa, gruba ait adam
    The two of them lived for a time as man and wife. — İkisi bir süre koca ve karı hayatı yaşadılar.
  2. erkeklikle özdeşleşmiş cesaret, sertlik, delikanlılık gibi özelliklere sahip kişi
    "A Cambridge man."; "I'm a solid Labour man." — "Bir Cambridge adamı."; "Ben sağlam bir işçi adamıyım."
  3. genellikle suça karıştığı için aranılan veya kovalanan adam
    She was more of a man than any of them. — O, hepsinden daha çok erkekti.
  4. koca, eş veya sevgili
    He had a platoon of forty men to prepare for battle. — Savaşa hazırlanmak için kırk kişilik bir müfrezesi vardı.
  5. (argo) toplumun hakim sınıfı olarak beyaz insanlar. Siyahlar tarafından the Man olarak kullanılır
    They have mastered their emotive grunge-pop without haggling with the Man. Adam ile pazarlık yapmadan hisşî pislik popunda ustalaştılar.
  6. (askeriye) asker, er
    "God cares for all men."; "Places untouched by the ravages of man." — "Tanrı bütün insanlarladır."; "İnsanın tahribatından etkilenmeyen yerler."
  7. (hizmetkârlar) erkek hizmetkâr
    Inspector Bull was sure they would find their man. — Müfettiş Bull, adamlarını bulacaklarından emindi.
  8. (primatlar) insan, insanoğlu (cinsiyet ayrımı gözetmeksizin), yetişkin adam, erkek; er
    Over 700 men were made redundant. — 700'den fazla erkek işten çıkarıldı.
  9. (satranç) satranç gibi karton v.s. üzerinde oynanan oyunlarda taş, adam, pul
  10. (tarih) vasal
    He urged that black college athletes boycott the Man's Rose Bowl. — Siyah üniversiteli sporculara Gül İçindeki Adamın Tası'nı boykot etmeleri çağrısında bulundu.
  11. (teklifsiz konuşma) cinsiyet ayrımı gözetmeksizin kullanılan bir hitap sözü; lan, adamım, oğlum
    Get me a cocktail, my man! — Bana bir kokteyl getir, adamım!
  12. (teklifsiz konuşma) polis, patron gibi otorite sahibi kişi veya kişiler. the Man olarak kullanılır
    Hey, man, you think you might be able to play tomorrow? — Hey, adamım, yarın oynayabileceğini düşünüyor musun?

Deyimler

düzenle

Atasözleri

düzenle

Türetilmiş kavramlar

düzenle

man

  1. (teklifsiz konuşma) (başlıca Kuzey Amerika'da) karşıdaki kişinin cinsiyetine bakılmaksızın şaşırma, hayranlık, sevinç gibi duyguları vurgulamak amacıyla kullanılır
    wow, like cosmic, man — vay, kozmik gibi, adam

man

  1. bir yere, bir makine başına çalıştırmak veya korumak için adam bırakmak
    The firemen manned the pumps and fought the blaze — İtfaiyeciler pompayı sırtlayıp ateşle mücadele ettiler.

İskoç İngilizcesi

düzenle

Söyleniş

düzenle
  • Heceleme: man

man

  1. (primatlar) adam, erkek

İsveççe

düzenle

Söyleniş

düzenle
  • Heceleme: man

man g

  1. (aile) koca ()
  2. (primatlar) adam, erkek
    zıt anlamlısı: kvinna

Çekimleme

düzenle

Kernevekçe

düzenle

Söyleniş

düzenle
  • Heceleme: man

Sayı adı

düzenle

man

  1. sıfır

Kişe Mayacası

düzenle

Söyleniş

düzenle
  • Heceleme: man

man

  1. (aile) büyük torun: torunun torunu

Kaynakça

düzenle
  • Tahsin Mayatepek Raporları

Oksitanca

düzenle

Söyleniş

düzenle
  • Heceleme: man

man

  1. (anatomi) el

Volapük dili

düzenle

Söyleniş

düzenle
  • Heceleme: man

man

  1. (primatlar) adam, erkek

Kaynakça

düzenle
  • KÚNOS, Dr. Ignaz (1902). Şeyh Süleyman Efendi, Çağatayca-Osmanlıca Sözlük. Budapeşte: Section Orientale de la Société Ethnographique Hongroise.