Türkçe

düzenle

tutulmak (üçüncü tekil şahıs geniş zaman çekimi tutulur)

  1. tutma işi yapılmak veya tutma işine konu olmak
    • Ercüment Ekrem Talu '
      "Ömer Abit Hanı'nda bir yazıhane kiralanmış, aylıkla bir otomobil tutulmuştu."
  2. Ay ve Güneş, tutulma olayına uğramak
  3. ünlü olmak, meşhur olmak
  4. tutuk duruma gelmek
  5. kapatılmak, sarılmak
    • İhsan Oktay Anar '
      "Kaçmayı düşündüklerinde sokağın iki çıkışının da tutulduğunu gördüler"
  6. bir organ veya bir şey hareket edemez olmak
    • Halikarnas Balıkçısı '
      "Barba Manol kafayı iyice dumanladıktan sonra, iki bacağının nasıl tutulduğunu anlattı."
  7. birine tutkun olmak, sevmek
    • İpek s. Burnett, 2013 Romancı, sayfa 109 , Yapı Kredi Yayınları
      "Nasıl olur diyeceksin, tanımadığın bir adama bir anda böyle ateş gibi tutulmak."
  8. (hastalığa) yakalanmak
    • Necati Cumalı '
      "Hastalığa tutulduğu sıralarda bir sabun fabrikasında çalışıyordu."
  9. (spor) takım oyunlarında karşı takımdaki bir oyuncu yakından izlenmek, tutulmak, markaja alınmak

Deyimler

düzenle

Çeviriler

düzenle

Kaynakça

düzenle

Eski Türkçe

düzenle
Düzenleme yapıldıktan sonra bu not silinmelidir.
  1. tutulmak
  2. yakalanmak

Türkmence

düzenle

tutulmak

  1. tutulmak
  2. kapanmak

Kaynakça

düzenle
  • Atacanov, Ata (1922). Türkmendolu Yir Sözlüğü.