Türkçe

değiştir

çatlamak (üçüncü tekil şahıs geniş zaman çekimi çatlar)

  1. parçaları ayrılıp dağılmayacak biçimde yarılmak
    Eğer çay doldururken bardak çatlarsa, üzerlerinde nazar olduğuna hükmeder, gidip bir koşu ateşte tuz çevirirdi. - Elif Şafak
  2. bir yüzeyde kırışıklar, çizgiler oluşmak
    Meşin ciltlerin çoğu kıvrılmış, bir kısmı da arkalarından çatlamıştı. - Ahmet Hamdi Tanpınar
  3. aşırı yemekten, içmekten, yorgunluktan veya (bebek) ağlamaktan ölecek duruma gelmek veya ölmek
  4. (mecaz) sıkıntı, sevinç, yalnızlık, heyecan, sabırsızlık, kıskançlık vb. ruhsal durumları aşırı derecede duymak
    Neredeyse sevincinden yüreği çat deyip ortasından çatlayacaktı. - Yaşar Kemal
  5. ses pürüzlü, bozuk çıkmak

Deyimler

değiştir

Çeviriler

değiştir

Kaynakça

değiştir

Eski Türkçe

değiştir
Düzenleme yapıldıktan sonra bu not silinmelidir.
  1. şaklamak