Ayrıca bakınız: oen

Türkçe değiştir

değiştir

ön (belirtme hâli önü, çoğulu önler)

  1. bir şeyin esas tutulan yüzü, arka karşıtı
    Arabam bir gece kulübünün önünde duruyor. - A. Ümit
  2. bir şeyin esas tutulan yüzünün baktığı yer, karşı
    Altmış yaşında anamın önündeFelek
  3. bir kişinin ilerisi
    Bir aralık önümüzden şarkı sesleri geldi. - S. F. Abasıyanık
  4. yakın gelecek zaman
    Önümüz kış.
  5. giyeceklerin genellikle göğsü örten bölümü
    Uçuk siyah renkli çarşaf pelerinin önü açık. - P. Safa
  6. önce olan, ilk
    Ön söz. ön görüşme.
  7. civar, yöre
    Kanlıca önlerine geldiler.

Çekimleme değiştir

Deyimler değiştir

Çeviriler değiştir

Ön ad değiştir

ön

  1. benzerler arasında bakılan veya gidilen yönde olan
    Ben, Anafartalar'da Mustafa Kemal'in bulunduğu en ön siperlerde de kurşun attım. - A. Gündüz

Çeviriler değiştir

Kaynakça değiştir

Atasözleri değiştir

Azerice değiştir

değiştir

ön

  1. ön

Ön ad değiştir

ön

  1. ön

Çağatayca değiştir

değiştir

  1. feryad, figan, ah

=Eski Türkçe değiştir

Düzenleme yapıldıktan sonra bu not silinmelidir.

değiştir

  1. renk
  2. ön
  3. önce

Gagavuzca değiştir

Köken değiştir

Eski Türkçe öng

değiştir

ön

  1. ön

Kaynakça değiştir

  • Etymological Dictionaries - Andras Rajki

Karaçay Balkarca değiştir

Düzenleme yapıldıktan sonra bu not silinmelidir.

değiştir

  1. (akustik) ses

Macarca değiştir

Adıl değiştir

ön

  1. siz

Kaynakça değiştir

  • KÚNOS, Dr. Ignaz (1902). Şeyh Süleyman Efendi, Çağatayca-Osmanlıca Sözlük. Budapeşte: Section Orientale de la Société Ethnographique Hongroise.