varmak
![]() |
Ayrıca bakınız: var |
Türkçe Değiştir
Yazılışlar Değiştir
Eylem Değiştir
varmak (üçüncü tekil şahıs geniş zaman çekimi varır) -ar
- erişilmek istenen yere ayak basmak, ulaşmak, vasıl olmak
- Hangi limana varacağını bilmeyen gemiciye derin bir denizcilik bilgisinin faydası ne? - İ. Özel
- belli bir duruma veya düzeye gelmek
- Yaşı elliye vardı. O şimdi yolun yarısına varmıştı.
- hoş olmayan bir sona ermek
- Beni tahkir etmeye kadar varıyorsun. - P. Safa
- bir şeyi iyice anlamak veya duymak
- Tadına varmak. Sırrına varmak.
- acımadan, çekinmeden yapmak
- Eli varmak. Dili varmak.
- (aile)kadın, evlenmek
- Gönül verdin derlerdi o delikanlıya; En sonunda varmışsın bir Erzincanlıya - A. M. Dranas
- bir durumdan başka duruma geçmek
- Secdeye varmak. Uykuya varmak.
Deyimler Değiştir
Sözcük birliktelikleri Değiştir
Çeviriler Değiştir
çeviriler
|
Kaynakça Değiştir
- Türk Dil Kurumuna göre "varmak" maddesi