Ayrıca bakınız: ص د ر
ص د ر(ṣ-d-r)

Söyleniş 1

değiştir

صَدْر (ṣadre (çoğul صُدُور(ṣudūr))

  1. (sayılabilir) göğüs
    1. bir merkez, çekirdek, kalp v.s. göğüse benzeyen, benzetilen veya göğüsle alakalı
  2. (sayılabilir) cephe
    eş anlamlıları: جَبَهَةَ(cebehete), وَاجِهَة(vācihe), مُقَدَّمَ(muḳaddeme)
    zıt anlamlılar: عَجْز(ʿacz), دُبْر(dübr), مُؤَخَّرَ(müʾaḫḫara)
    1. cephedeki şahıs, komutan, lider
  3. (sayılabilir) başlangıç; şafak, yükseliş
  4. (sayılamaz) صَدَرَ(ṣadara) fiilinin mastarı (şekil I)
Çekimleme
değiştir

Söyleniş 2

değiştir

صَدَرَ (ṣadara) I, geniş zaman يَصْدُرُveya يَصْدِرُ‎‎ (yaṣduru veya yaṣdiru)

  1. (geçişsiz) ortaya çıkmak; vermek; yukarı çıkmak; yükselmek; zıplamak
    • M.S. 609–632, Kur'an, 99:6
      يَوْمَئِذٍ يَصْدُرُ النَّاسُ أَشْتَاتًا لِّيُرَوْا أَعْمَالَهُمْ – O gün insanlar, amellerinin karşılığı kendilerine gösterilmek üzere bölük bölük çıkacaklardır.
    1. bırakılmak; çıkmak; dışarıda olmak, umuma açık olmak; dolaşımda/tedavülde olmak
      صَدَرَ الْكِتَابُ مِنْ دَارِ النَّشْرِ يَوْمَ الْأَرْبِعَاء. — Kitap Çarşamba günü yayıncıdan çıktı.
    2. bir kaynaktan çıkmak, gelmek, yükselmek, zuhur etmek
      eş anlamlısı: اِنْبَثَقَ(inbes̱aḳa)
    3. cereyan etmek, gerçekleştirmek, tahakkuk ettirmek
      eş anlamlısı: حَدَثَ(ḥades̱e)
Çekimleme
değiştir

صَدَرَ (ṣadara) I, geniş zaman يَصْدُرُ‎‎ (yaṣduru)

  1. (geçişli) göğsüne zarar vermek; göğsüne vurmak
  2. (pasif) göğsünde şikâyeti olmak
Çekimleme
değiştir

Söyleniş 3

değiştir

صَدَّرَ (ṣaddara) II, geniş zaman يُصَدِّرُ‎‎ (yuṣaddiru)

  1. giriş yapmak; takdim etmek
    eş anlamlıları: قَدَّمَ(ḳaddeme), مَهَّدَ(mehhede)
  2. (geçişli) göndermek
    1. göndermek; taşımak; uzatmak
    2. ihrâcetmek
    3. telif etmek, yayınlamak, ilan etmek
Çekimleme
değiştir

Kaynakça

değiştir