dolu
Türkçe
değiştirKöken
değiştirYazılışlar
değiştir- دولو
Ad
değiştirdolu (belirtme hâli doluyu, çoğulu dolular)
dolu hakkında Türkçe Vikipedi'de ansiklopedik bilgi bulabilirsiniz.
- (meteoroloji) havada su buğusunun birden yoğunlaşıp katılaşmasından oluşan, türlü irilikte, yuvarlak veya düzensiz biçimli saydam buz parçaları durumunda yere hızla düşen bir yağış türü
- Dolu ekinlerini vurmuşsa bir yıl aç demekti. - T. Buğra
- (alkollü içecekler) içki doldurulmuş bardak
Çeviriler
değiştirçeviriler
|
Ön ad
değiştirdolu
- içi boş olmayan, dolmuş, meşbu, pür, boş karşıtı
- Su ile dolu bir şişe.
- bir yerde sayıca çok
- Dağda keklik dolu.
- boş yeri olmayan, her yeri tutulmuş olan
- Haftaya pazartesiye kadar bütün uçaklar dolu. - A. İlhan
- boş vakti olmayan, meşgul
- Bugün doluyum.
- çok olan (iş, uğraş, olay vb.)
- içinde atılacak mermisi bulunan (top, tüfek vb. ateşli silahlar)
- Tabanca doludur, dikkat edin.
- tornacılıkta delik açılmamış (gereç)
- bir duygunun güçlü etkisinde olan
Deyimler
değiştirçeviriler
Çeviriler
değiştirçeviriler
|
Kaynakça
değiştir- Türk Dil Kurumuna göre "dolu" maddesi
Atasözleri
değiştirAzerice
değiştirÖn ad
değiştirdolu
- dolu
- komple
Gagavuzca
değiştirKöken
değiştirAd
değiştirdolu
- dolu
Kaynakça
değiştir- Etymological Dictionaries - Andras Rajki