Türkçe

düzenle

yatmak (üçüncü tekil şahıs geniş zaman çekimi yatar)

  1. bir yere veya bir şeyin üzerine boylu boyunca uzanmak
    Dörtnala giden atların köpüklü boynuna bir daha yatmayacak. - N. Hikmet
  2. uyumak veya dinlenmek için yatağa girmek
  3. yatay veya yataya yakın bir duruma gelmek, eğilmek
    Rüzgârdan bütün ekinler yattı. Gemi sağa yattı.
  4. geceyi geçirmek üzere bir yerde kalmak
    Bu gece nerede yatacağız?
  5. boş yere beklemek
    • Mehmet EROĞLU, 2020 Yarım Kalan Yürüyüş, sayfa 235 , İletişim Yayınları
      "Hakikaten Ürdün bandıralı bir gemi limanda yatıyordu."
  6. işlemez, çalışmaz durumda kalmak
    Gemi limanda yatıyor.
  7. bir özellik kazanmak için bir şeyin içinde beklemek
    Turşu sirkede yatıyor.
  8. belli bir süreyi cezaevinde geçirmek
  9. belli bir süreyi hastanede geçirmek
    • Mehmet EROĞLU, 2020 Yarım Kalan Yürüyüş, sayfa 33 , İletişim Yayınları
      "Hastanenize evvelsi akşam getirilen yaralı. Bir dakika... Üç yüz altıda yatıyormuş."
  10. ölü gömülmüş olmak
    Mezarlık servilerinin altında ninelerim, teyzelerim yatarlardı. - Halikarnas Balıkçısı
  11. düz duruma gelmek, düzleşmek
    Kumaş iyice ütülenince yattı.
  12. cinsel ilişkide bulunmak+
    • Murathan Mungan, 2011 Beşpeşe, sayfa 29 , Metis Yayınları
      "Onunla yatmayı, sevişmeyi, bu anlamda birlikte olmayı düşleyemiyordu bile."
  13. bir düşünceyi veya bir öneriyi benimsemek, razı olmak
  14. heves etmek, eğilmek
    Çalı süpürgelerinin kırmızı çiçeklerindeki bal kokusuna yatmışlardı. - S. F. Abasıyanık
  15. bulunmak, var olmak
    Her ayrıcalık hevesinin kökeninde bir kompleks, bir göstermecilik duygusu yattığı görülür. - H. Taner
  16. olumsuz veya başarısız sonuç almak
    Takım bu sezon yattı.
  17. işsiz kalmak, çalışmamak
  18. bilerek yenilmek, şike yapmak

Deyimler

düzenle

Karşıt Kavramlar

düzenle

Türetilmiş Kavramlar

düzenle

Çeviriler

düzenle

Kaynakça

düzenle

Atasözleri

düzenle