gitmek
Türkçe
değiştirKöken
değiştir- Osmanlı Türkçesi گیتمك, Eski Türkçe 𐰴𐰃𐱃 (két-) (gitme + -k).
Söyleniş
değiştirEylem
değiştirgitmek (üçüncü tekil şahıs geniş zaman çekimi gider)
- başvurmak, müracaat etmek
- Mahkemeye gitmek
- belli bir amaçla bir yere devam etmek veya bir işle uğraşmak
- Her gün çalışmaya gidiyor.
- bir şey zarar görmüş olmak
- Duvarın boyası gitmiş.
- bir yerden veya bir işten ayrılmak
- bir yere doğru yönelmek, gidedurmak, uzanmak
- bir yere ulaşmak için yer değiştirmek
- câri olmak, yürümek, yürürlükte bulunmak
- çıkmak, ulaşmak
- Bu yol nereye gider?
- dayanmak
- Bu elbise iki yıl gider.
- devâm etmek, sürmek
- Ama böyle giderse Allah hemen sonunu hayırlara tebdil etsin. — Memduh Şevket Esendal
- elden çıkmak, yok olmak
- Gemiler ve saray hepsi gitti. — Falih Rıfkı Atay
- geçmek
- gönderilmek, götürülmek
- Haber daha yeni gitti.
- harcanmak, tüketilmek
- Eline geçen paranın çoğu da İstanbul'da çoluğa çocuğa gidiyor. — Memduh Şevket Esendal
- herhangi bir durumda olmak
- Yolculuk iyi gidiyor. Bakalım bu iş nasıl gidecek?
- kaybolmak
- makine çalışmak,işlemek
- Bu saat iyi gidiyor.
- nihayete ermek, sona ermek
- Yaz gitti, kış geldi.
- satılmak
- Altın kaçtan gidiyor? — Sâit Fâik Abasıyanık
- yakışmak, yaraşmak
- Bu renk ona gitmedi.
- yapmak
- Para ayarlamasına gitmek.
- yeter olmak, yetişmek, yetmek
- İki ton kömür üç ay gider.
- yol almak, yürümek
- Bu at iyi gider.
- (fizyoloji) ölmek
- Ben giderim adım kalır. Dostlar beni hatırlasın. — Âşık Veysel
- (mecaz) bir duruma, bir sonuca ulaşmak, varmak; yuvarlanmak
- Bu işin sonu nereye gider?
- (yardımcı fiil) değerlendirmek, karşılamak, saymak
- Bu iş hoşuma gitti diyemem, tuhafıma gitti.
Çekimleme
değiştirgitmek eyleminin çekimi
Zıt anlamlılar
değiştirAtasözleri
değiştirDeyimler
değiştirgitmek
Kelime birliktelikleri
değiştirTüretilmiş kavramlar
değiştirÇeviriler
değiştirgitmek
ölmek
Kaynakça
değiştir- Türk Dil Kurumuna göre "gitmek" maddesi
Türkmence
değiştirSöyleniş
değiştir- Heceleme: git‧mek
Eylem
değiştirgitmek