Ayrıca bakınız: Ağız

TürkçeDeğiştir

SöylenişDeğiştir

  • IPA(anahtar): /ɑ.ˈ‿ɯz/, [ɑˈɯz]
  • Heceleme: a‧ğız

KökenDeğiştir

Osmanlı Türkçesi آغیز

Değiştir

ağız (belirtme hâli ağzı, çoğulu ağızlar) -zı {{<vikipedi}}

 
(anatomi): Bir insanın ağzı
  1. birkaç yolun birbirine kavuştuğu yer
  2. çıkış yeri
    Şimdi tünelin ağzında değilim artık. — A. Ağaoğlu
  3. kapların veya içi boş şeylerin açık tarafı
    Ağızları kopmuş bir çay takımının arasına gizlenmiş, koyu renkli bir cildi oradan alarak bana uzattı. — H. R. Gürpınar
  4. kesici âletlerin keskin tarafı
  5. , kenar
    Topun ağzında; uçurumun ağzında.
  6. üslup, ifade şekli
    Ertesi günü bâzı gazeteler bu haberin bir noktasını yarı resmî bir ağızla tekzip ettiler. - T. Buğra
  7. (anatomi) yüzde, avurtlarla iki çene arasında, ses çıkarmaya, soluk alıp vermeye ve gıdaların içine almaya yarayan boşluk
  8. bu boşluğun dudakları çevrelediği bölümü
    Küçük bir ağız.
  9. (biyoloji, yiyecekler) ağan, ağız sütü
  10. (coğrafya) bir akarsuyun denize veya göle döküldüğü yer
    Çay ağzı.
  11. (coğrafya) liman, koy, körfez, yol v.s. yerlerin açık tarafı
    Körfezin ağzı.
  12. (dil bilimi) aynı dil içinde ses, şekil, söz dizimi ve anlamca farklılıklar gösterebilen, belli yerleşim bölgelerine veya sınıflara has olan konuşma dili
    Anlaşılmaz, garip köylü ağızlarıyla konuşuluyordu. - S. F. Abasıyanık
  13. (mecaz) birini yanıltmak, kandırmak amacıyla dolambaçlı birtakım sözler söyleme özelliği
  14. (müzik) bir bölge melodilerinde görülen özelliklerin tamamı

ÇekimlemeDeğiştir

Eş anlamlılarDeğiştir

DeyimlerDeğiştir

Sözcük birliktelikleriDeğiştir

Türetilmiş kavramlarDeğiştir

ÇevirilerDeğiştir

ÇevirilerDeğiştir

KaynakçaDeğiştir

AtasözleriDeğiştir

AzericeDeğiştir

Değiştir

ağız

Karaçay-BalkarcaDeğiştir

Düzenleme yapıldıktan sonra bu not silinmelidir.

Eylem|Değiştir

  1. akıtmak, dökmek, düşürmek