bozmak
Türkçe değiştir
Köken değiştir
Söyleniş değiştir
Eylem değiştir
bozmak (üçüncü tekil şahıs geniş zaman çekimi bozar)
- altını paraya çevirmek, bozdurmak
- bağ veya bostanın son ürününü toplamak
- Bostanı bozduk.
- bırakmak, dağıtmak
- Tam biraz rahat edeceğim, işimi bozuyorsun. — Sait Faik Abasıyanık
- bir şeyi kendisinden beklenilen işi yapmayacak hâle getirmek, rahatsız etmek
- Bu iki radyo istasyonu birbirini bozuyor.
- bozguna uğratmak, mağlup etmek, yenmek
- Düşman ordusunu bozmak.
- dokunmak, zarar vermek
- Bu yemek midemi bozdu.
- geçersiz hâle getirmek
- Eğer nişanını bozduysa yazıklar olsun. — M. Ş. Esendal
- kızlığına zarar vermek
- şeklini ve kullanılışını değiştirmek
- Eskileri bozuyor; beni, çocuğu giydiriyor. — Ö. Seyfettin
- yazıyı silmek
- Ali yazar, Veli bozar.
- yerin, şeyin düzenini karıştırmak
- (para) büyük parayı küçük birimlere ayırmak
- Bir milyon lira bozar mısın?
- (para) yabancı ülke parasını Türk parasına çevirmek
- (mecaz) aklını kaybedecek derecede bir şeye düşkün olmak
- Adamcağız politika ile bozmuş.
- (mecaz) bir kimseyi beklemediği bir davranış karşısında bırakarak veya sözünü yalana çıkararak küçük düşürmek
- Adamcağızı fena bozdunuz.
- (mecaz) kötü hâle getirmek
Çekimleme değiştir
bozmak eyleminin çekimi
Zıt anlamlılar değiştir
Alt kavramlar değiştir
Deyimler değiştir
bozmak
Çeviriler değiştir
rahatsız etmek
Kaynakça değiştir
- Türk Dil Kurumuna göre "bozmak" maddesi
Eski Türkçe değiştir
Bu sözcüğün, biçim ve içerik olarak Vikisözlük standartlarına ulaşması için elden geçirilmesi gerekmektedir.
Madde düzenleme ve Vikisözlük standartları ile ilgili bilgi
Bu sözcükte ayrıca şu sorunlar da bulunmaktadır:
- Bu söz(cük), ait olduğu dilin kullandığı Eski Türkçe alfabesinde yazılmamıştır.
Eylem değiştir
Türkmence değiştir
Eylem değiştir
bozmak